- biliyorum yazmanın vakti çoktan geldi
- ama işte elim kalem tutmadı
- hep internet başında, bütün gün okudum, paylaştım, en çok da düşündüm
- AVM'leri hiç sevmedim
- gittim mi? gittim
- parkları hep çok sevdim, hep gittim
------------
- Madrid'de arkadaşım Manu, beni doğup büyüdüğü evin çok yakınındaki meşhur RETİRO parka götürdü.
- bu park onun hayatının her bölümüne şahit olmuş
- hemen hemen her haftasonu, hatta hafta içleri bile buraya dinlenmeye ya da spor yapmaya geliyolarmış
- vakti zamanında kraliyet ailesine aitmiş bu park
- sonradan halka açılmış
- yukarıdaki resimden parkın büyüklüğünü görüyo musunuz?
- fotoğrafların bi kısmını internetten buldum
- çünkü bütün günü orada geçirdik ama her yerini gezemedik parkın...
- ben Madrid'de Retiro'yu gezerken, dostlarım ve ailem İstanbul'da Gezi Parkı'ndaydılar
- ablamla telefonda konuşmuştuk o günlerden birinde
- eğer İstanbul'da olsaydım beni tutamayacağını o da biliyodu, 'iyi ki burada değilsin şu anda' dedi
- ben bi yolunu bulup Gezi'ye giderdim de, bacağımda koca protezle polisin gazından ya da tomaların suyundan kaçabilir miydim onu bilmiyorum...
- bu yazıyı kalbi Gezi'de atıp da fiziken orada bulunamayanlardan biri olarak yazıyorum
- benim umudum hiç bitmedi, güler yüzüm hiç kaybolmadı, endişelendim, korktum, dua ettim, sosyal medyadan birilerine faydam olur diye çırpındım
- çünkü 'Her Yer Gezi, Her Yer Direniş'
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder