25.07.2013

rüyaağlar gerçek olllsaağ


  • bilen bilir çok ağlamam
  • ama şu anda gözlerim yaşlı
  • iki gün önce rüyamda yürüyebiliyodum
  • üstelik bacağımda protez olmasına rağmen dizimi bükerek... 
  • arada görüyorum böyle rüyalar ama bu kez farklıydı işte

  • az önce bi inceliyim dedim protez dünyasında yenilik var mı diye
  • çünkü türkiye'de satılan elektronik protezlere benim kas kuvvetim yetmiyodu
  • ve bi ürüne rastladım! 
  • dizimi bükerek adım atabilmemi sağlayacak bu ürün 
  • sanki bana olacak gibi ya
  • sadce Amerika'da satılıyo şu anda, ama olsun. 
  • bi umut! 

18.07.2013

teşekkür


atoça

  • Haydarpaşa yanarken, ben deniz otobüsündeydim
  • Gözlerim doldu, ağladım


  • Haydarpaşa'yı bizden almasınlar istedik
  • Etimizden et koparmak gibiydi yaptıkları


  • Az mı koşturduk trenlere yetişmek için
  • Ah o yemekli vagondaki sohbetler, kafalarımız ne güzeldi...

  • Kışın ortasında yetişmeye çalıştığım banliyo trenleri...
  • Ben hiç bitmez sandım, Haydarpaşa'da hep acelem vardı...
  • Güvercinler olmasa kimbilir belki de tavandaki işlemelere bakmayı unuturdum 






  • ama Madrid'de bi Atoça var ki, bol bol vakit geçirdim içinde
  • Cordoba'ya, Barcelona'ya giderken hep Atoça'yı kullandık
  • Hızlı trenlerle İspanya'da tanıştım
  • içimden Haydarpaşa için dua ettim, Haydarpaşa'yı kaybetmeyelim diye 



  • Yolda olmak, yola çıkmak ayrı bi huzur da, bu istasyonun içine girince kendiliğinden bi gülümseme geliyodu yüzüme


  • nası güzel, nası bakımlı
  • görevliler öyle yardımseverlerdi ki!
  • beni trene bindirmenin yanında, inerken de vagonumun önünde bekleyen görevli içimi öyle rahatlattı ki!
  • bi de adımı doğru söyleyebilseler


  • botanik bahçesinde kaplumbağalar bile vardı!


  • en garibi ise öyle sistemli ilerliyodu ki her şey, KAOS yoktu bu istasyonda
  • tabii normal olan da bu aslında, bana garip geldi alışkın olmadığımdan sadece...










  • Bi de; bi elde bastonla seyahat etmek hiç de kolay değilmiş...
  • Pek içimden gelmiyo ama, bi ara İspanya'da yaşadığım zorlukları da anlatacağım





5.07.2013

günübirlik gezi

  • bi gün arabayla çıktık Madrid'e yaklaşık 1 saat uzaklıktaki Segovia'ya gittik    
  • önce La Granja'daki vakti zamanında kraliyet ailesi için yapılan saraya gittik                        

  • İçine girmedik ama bahçesi ihtişamı anlatmaya yetiyodu zaten



  • ormanın içinde yapay göletler, göletlerin içinde bronz heykeller vardı
  • ve bitmek bilmeye bahçeler



  • hala nası bakımlı!






  • evlerin duvarları birbirinden farklı taş işçilikleriyle doluydu





  • dünyada yıkılmadan günümüze gelmeyi başarmış tek su bendi buradaymış














  • Meşhuuuur Kraliçe İsabel de bu kale-saraydan yönetmiş ordularını
  • Tıpkı filmlerdeki gibiydi, sarayın etrafındaki nehirde timsahlar varmış o zamanlar









  • yüzyıllardır bu taş evi taşıyan cüceler çok yorulmuşa benziyolardı



  • bu evi çok beğendik, bizim olsun istedik












  • bi ayna düşünün üstünde 'kendimi olduğum gibi seviyorum' yazsın
  • her baktığımda gülerim ben böyle 

  • ve bu dükkan;
  • bana öyle ilham verdi ki, öyle ilham verdi...