- Hello world
- Dün sabah ablam ve Serap beni Sabiha Gökçen'e getirdi
- Hep benim babam da beni pilotluk okuluna gönderse ve adımı Gökçen koysa istemişimdir
- Havaalanları hep çok güzel, havasından mı suyundan mı?
- Barcelona'ya inince, canım Gamze'm geldi beni almaya
- her zamanki gibi kıvırcıktı
- ve güler yüzlü
- kıvırcığımın laptop'ına adaptör almak için girdiğimiz alışveriş merkezinin tuvaletinde kapının arksında bunu gördüm
- Sanırım 'maskülen şiddete karşı bu numarayı arayın' gibisinden bi ilandı bu
- hem dedim 'burda da kadınlar şiddet görüyor', hem de dedim 'en azından bu numarayı arayabildikleri için şanslılar'
- hostelimiz şehir merkezinde
- uzun süreler yürüyemediğimden merkezde bi yer seçtik
- Gamze'm beni bi yere götürdüğü anda 'yani şimdi Türkiye'nin neresi oluyo burası?' diye soruyorum, O da mesela ' Burası Bağdat caddesi' diyor, böylece daha iyi oturuyo mekanlar kafamda
- binalar hem tarihi, yaşlı binalar
- pencereler uzun uzun
- asansörler şu demirli kapıyla açılanlardan
- karolar o güzel karolardan
- şimdi otelin terasındayız
- Gamze'nin çalışması gerekiyo bi süre
- ben de hem yazımı yazıyorum, hem de Arzu'nun web sitesini tamamlamam gerekiyo, şimdi onunla uğraşacağım
- öptüm bay
P.S: dün epey yürüdük, yürürken bi elimde baston, diğeri de Gamze'nin koluna girmiş vaziyetteyken fotoğraf çekemedim malesef, belki bi iki günlüğüne tekerlekli sandalye kiralayacağız burada, öyle yaparsak bol bol fotoğraf da çekerim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder