30.10.2012

hayat


hala çok güzel bu resme bakınca

il libro


— uyumadın mı kuşum?
—gördüğün gibi sarhoşum

  • şiir kitabım için çalışmalara artık başlama zamanı
  • yeni laptop'ım elime ulaşır ulaşmaz bi takım çalışmalara girişeceğim
  • bi de İrmik yanımda olsa, sanatsal çalışmalardan geçemeyiz
  • kare şeklinde olucak kitabım 
  • ve resimler de olucak
  • kesin çok güzel olucak
  • kesin çok güzel olucak!


27.10.2012

Kac yil oldu saymadim koyden goceli

Bu yaziyi yazmak icin girdigim sekil
Hep istedigim dam
Dama acilan pencere
Sinekler yemesin diye cibinligimiz
Damdan gorunen Esen ovasi
Yikilmaya yuz tutmus tas evler
So how else could i define love, freedom and moment, unless i have visited this little village
Kac yil oldu bilmiyorum ama gecen gun bu evin sahibi dostum İsabel beni ziyarete geldiginde Yakabag'i ne kadar ozledigimi farkettim
Ve arkadasimin memleketi olan Kuba'ya gitmeye karar verdim
İsabel dedi ki, Kuba'da her yere yurundugunden cok kolay kilo veriliyomus, of bende biraz kilo versem ne guzel olma mi

Canimin Can'i

Bebegimiz olucak!
Nursev'i hala goremedim fotografini gondermis
ona bakip avunuyorum

Ben guzele guzel demem

Tracey Emin'in tasarladigi bavullar vardi ya hani ben onlardan istiyorum seyahat icin. Hih cok cirkin

Bugun hedefim icin ne yaptim?

Valla bugun bi guzel keyif yaptim. Cocuklarla sahile geldik. Deniz biraz dalgali o yuzden yuzmiycez. Olsun

Bodrum'un sonbahari baska guzel. Bayramda da cumbur cemaat burdaydik.

25.10.2012

gelişmeler hakkında önemli bi yazı


  1. Bugün Paypal'da açtığım bağış butonuma 50tl bağışlamış bi güzel insan
  2. nası mutlu oldum
  3. ve geçen gün bi mail aldım, uçak biletimi almak isteyen Gözde hanımdan
  4. dedim ki kendime
  5. bi bakmışım yarın taaaa Küba'ya kadar gitmişim, olamaz mı? olabilir
  6. ve bi bakmışım bacağımda kıpırtılar başlamış, olamaz mı? olabilir
  7. arkadaşım Rüya Avrasya Maratonu'na hazırlanıyomuş epey zamandır, ve benim haberimi görünce benim için koşmaya karar vermiş, 'fundraising' denen sistem yurtdışında epey popüler şu sıralar, bizde de AdımAdım projesi yapıyor, ama Rüya tek başına yapacak gibi görünüyo, bu konuda daha detaylı yazmak istiyorum. ama şimdi değil detaylar şekillenince
  8. bi de canlı yayına davet edildim, bayramdan sonra İstanbul'a dönüp bi programa katılıcam, düşününce bile heyecan basıyo
  9. olmadı kaçarız

wordpress ve ben

  • wordpress'i kafakol yaran benim 
  • kaç günlerdir buraya uğrayamamam da ondan!
  • gidişim suskun olmuştu ama dönüşüm muhteşem olacak
  • ablama güzel ama çoook sade bi websitesi yapma derdindeyim
  • ne de olsa less is more   di mi Öz?
  • ama Bebüş bak gör var ya ben o wordpress'in altından girer üstünden çıkarım, Aycu demişti dersin
  • siteyi açarım, linkini de buraya koyarım gör bak
  • biraz uzak mı kalmışım bu site tasarımından ne?
  • hele Wordpress uçsuz bucaksız bi derya
  • getirin dünyanın bütün tutorial'larını, hepsini izleyeceğim, izlemeden ölmiyeceğim
  • beynim yarı bulanık, yazıyorum ama sonra okurum imla, yazım hatası oldu mu diye neyse artık
  • yeeeees I caaaaaaaannnnnn 
  • P.S:kova burcunun teknolojiyle bi ilgisi olmalı ya, olsun lütfen

23.10.2012

babam



  • babam da tıpkı benim gibi fotoğrafçılık yapmış üniversite yıllarında
  • karanlık odalara girmiş, kimyasal kokularında baskılar yapmış
  • babam da tıpkı benim gibi matematikte, fende ustaymış
  • matematiği öğretmeye çalışmış tıpkı benim gibi
  • ben tıpkı babam gibi inatçıyımdır
  • babam ben 23 yaşımdayken öldü
  • ben orada kaldım
  • sonra küçüldüm, küçüldüm
  • şimdi babam beni görüyo ve çok kızıyo biliyorum
  • babam hata yaptığımızda bize çok kızardı, hep mükemmel olalım isterdi
  • ama biliyorum babam benimle gurur duyuyo
  • tıpkı salatalığı soyarken bıçağı tutuşuma yağdırdığı övgüler gibi, ben adım atmak için her çabalayışımda bana övgüler yağdırıyo

22.10.2012

Fizik tedavi 5

Bacagima bir takim elektrotlar takiyoruz gununden beri
Bu elektrotlar kaslarimi akim gondererek uyariyolar
Normal sartlarda o akimi alan kas adami yerinden sicratir tabii, benim durumumda bunun boyle olmamasi uzucu biraz
Ben bacagima bakiyorum o da bana.
Elektrik alamiyorum Esra hm
Sanki kipirdamalar var gibi arada ah bi de emin olabilsek
Bugun Bodrum'a yagmur yagdi. Ama hemen gunes acti sonra ne guzel

20.10.2012

Aciyor aciyor aciyor

Ah su fantom agrilar yok mu
Iki gundur fena aci cekiyorum
Sanki yuksek gerilim hattini kablolarla bacagima baglamislar gibi
Tum bu acilara ve hissizlige ragmen
Ben bacagimi yeniden hissedebilme ihtimalimi sevdim
PS: fantom agrilar( phantom pain), benim durumumda noropatik agrilar henuz sebebi tam bulunamamis, dolayisiyla cozumu de tam bulunamamis bir agri cesidi
Sanirim benim durumumda beyin gonderdigi komutlar karsisinda muhattap bulamadigi icin olsa gerek geri gelen elektriksel sinyalleri agri gibi algiliyo

19.10.2012

bu HAL de ne?


  • duydum ki japonlar kafayı robotlara sardıralıberi almış başlarını gitmiş, lakin bişeyi unutmuşlar Barış Manço sağolsun, aramızda bi dostluk köprüsü kurulmuş bi kere.
  • duydum ki bizim japon dostlarımız HAL diye bişe yapmışlar, acaip bi robot. beyinden vücüda giden çok küçük sinyalleri algılayıp komut olarak robota yönlendiriyo, böylece uzuvları hissetmeden de yürünebiliyomuş
  • miniminnacık bi sorun var ki bu robot sınırlı sayıda üretildiğinden, sadece Japonya sınırları içinde kiralık olarak kullanılabiliyomuş, size uygun olup olmadığını da test edebiliyomuşsunuz gidip
  • websitesi nde detaylı anlatıyolar ve fakat ingilizce 
  • Şimdi ben Japonya'ya gitsem bu mucizevi buluşu yerinde test etsem, onaylasam, sonra Türk- Japon ailevi bağlarımızı kullanıp Türkiye'ye de getirtsek bu cihazlardan fena mı olur?
  • çok mu şey istiyorum?
Garip HALler içinde HAlim be yav 


hayat benim, her anımı yaşadıkça sevesim var


18.10.2012

aynı nakarat, hep aynı...





  • yıl 2001 ben Boğaziçi'ne girdim, nası sevinç nası gurur, sanırsın Türkiye'nin en zeki insanı benim

  •  
  • yıl 2008 ben bi türlü mezun olamamışım, dünyanın en aptal insanı olduğuma karar vermişim, artık 3-4 dersim kalmış, şu Public Finance'ten geçtim mi, diğerlerini de tek ders sınavıyla veriyorum, hoca da mail atmış sınıfa 40ın üstünü geçiricem diye. benim kafa rahat çünkü 42 mi ne almıştım
  • ve Sabancı Visual Arts'a master için başvurdum, ilk gün yazılı mülakata girdim, güzel de geçti eve geldim. Bi baktım Public Finance'ten kalmışım!
  • Allaaaah bende bi öfke bi sinir nası olur hani bırakmıycaktı hoca derken Sabancı'dan aradılar mülakatı geçmişim ertesi gün sözlü mülakata çağırıyolar
  • Gelemem dedim, çünkü okulum bi dönem daha uzamıştı...
  • o günden sonra hep aynı kabusu gördüm
  • ben hiç mezun olamıyodum
  • ertesi yıl ocak ayında okulu bitirdim, sonra mezuniyet töreninde diplomamı alıp anneme hediye ettim
  • ettim etmesine de, ben hala kabuslarımda mezun olamıyorum
  • bu neye delalettir sayın hocam?

Ben uyurken #6 (Levent Akdoğan yazıyor)

NOT: bana gelen bu maili Levent Bey'in izniyle yayınlıyorum, biliyorum Gülenay aradığı iliği bulacak, hadi gidip bi tüp kan verelim 
 
*******************************************************************************
Merhaba Ayça;
Birikmiş eski gazeteleri geri dönüşüme atmak üzereyken, Milliyet'teki röportajını tesadüfen gördüm.
Aramıza geri dönmene ve iyileşmene çok sevindim.
Özge'nin facebook'ta paylaştığı -acil kan ihtiyacı- iletisini gördüğümde, A.Ü. Tıp Fakültesi'ne kan vermek için gitmiştim, fakat gittiğimde kan ihtiyacı kalmamıştı. Yine de ablana, ve şu anda ismini hatırlayamadığım arkadaşına (sanırım Dilara'ydı) telefonumu vermiştim kan ya da trombosit ihtiyacı olursa diye. Çok yorgun görünüyorlardı ama iyileşeceğine inanıyorlardı.
Bina içinde, bekleme salonunda, bahçede seni seven bir çok arkadaşın, yakının doktorlardan gelecek iyi bir haber bekliyorlardı.
Hiç tanımadığın, görmediğin, konuşmadığın bir insan için yardımda bulunmak farklı bir duygu.
Geçen hafta yine Tıp Fakültesi'ndeydim, bu kez kabin memuru olan kuzenimin yakın arkadaşı Gülenay için.
Şu an lösemi tedavisi gören Gülenay'ın da yardıma ihtiyacı var, tedavisi için acilen ilik nakli gerekiyor ve uygun donör bulmak için küçük bir tüp kan örneği vermek gerekiyor. Umutlar tükenmek üzere de olsa biz hâlâ inanıyoruz. İyileşecek Gülenay, daha 25'inde, thy'de kabin memuru.
Umarım seyahat planını gerçekleştirebilirsin.
Hiç bir zaman vazgeçme, mutlaka bir gün olacak.
Hayata sımsıkı sarılmaya devam et...
Levent Akdoğan
Antalya

17.10.2012

Pinarsita



Pinar hangi ülkeye gitse bana mutlaka bir hediye getirir, bu fotoğraftaki folklorik dansçıların resmedildiği ahşap kutuyu da Bulgaristan'dan getirdi. Bu Cinalivari çizime bakıp bakıp güldük, Bulgaristan'ın neden kalkınamadığına cevap bile bulduk
Pinar meslek olarak simultane tercümanlık yapsa da, O aslında bi yazar ve Serkan'la yazdıkları yeni kitabı Ay Tutulması'nı Dano ve Nuni'yle 1000 kere okumuşuzdur
Pinarsita bana Brezilya'dan ametist taşından yapılmış bi papağan getirmişti, ben ona Brezilya'dan ne getirsem diye düşünüyorum, ametist taşından yapılma bi kalem olabilir mesela böylece Pınar çok mutlu çocuk kitapları yazabilir.
Ben yıllar önce Amerika'dayken bizi marketten evimize kadar bırakan yardımsever bi Brezilyalı abi Brezilya'nın altı ametistle kaplı olduğu için oradaki herkesin çok mutlu ve güleryüzlü olduğunu anlatmıştı
O günden beri hep Brezilya'ya gitmek istedim

engelli olmak

yılın ilk karında herkes kızak kayarken pencereden bakmak gibi...
peki engelli olmak bu güzel güne camdan bakarken gülüp eğlenmeme engel oldu mu?
fotoğraflar geçtiğimiz kış Gaziantep'te çekildi

16.10.2012

benim adim nispet


  • turkce karakter sorunumuza kaldigimiz yerden devam ediyoruz
  • bugun ekim 16 ve Bebus'le yuzmeye geldik
  • yuruyemesem de yuzebiliyorum, iy ki Arsimet suyun kaldirma kuvvetini bulmus, sanki bulmadan once su kaldirmiyodu 
  • o diil de bi ay once her yerden garip bi ses duyulmus, ben duymadim gariplik bende mi?
  • biri Sur'a mi ufledi, noluyo! biri bana anlatsin
  • Gemlige dogru denizi goreceksin/ sakin sasirma (Orhan Veli) 


Ben uyurken #5 (aybegum ablam yaziyor)

Zekeriya ile Beyaz
nerden geldiğini bile anlamadan girmişti hayatımıza Zekeriya.. o günlerde aklımızı dağıtmamızın, kasvetli havanın dağılmasının belki de en büyük sebeplerinden biriydi. o ve arkadaşı Beyaz!
önce Zekeriya geldi. hayatımda tanıdığım ilk (ve tek) şaşı kedi! :))

ismiyle geldi aslında. onu gören birinin aklına, Zekeriya Beyaz hocanın gelmemesi pek de mümkün değildi, sadece kalın camlı gözlükleri eksikti ifadesinde!! ha bu arada küçük bir ayrıntı Zekeriya dişiydi :))
Beyaz da (aslında beyaz olmamasına rağmen) bir hafta sonra falan katıldı aramıza. sadece birkaç aylık, küçük bir bebek kedi, Zekeriya'nin ismine eşlik etti :))
etraftaki diğer onlarca kedi arasından neden onlar, nasıl aynı gün içinde isimlerini öğreniverdiler, Zekeriya hiçbir kediyi yanımıza yaklaştırmazken kapilarimizi Beyaz'a nasıl açtı bilmiyorum. ama bildiğim birşey var ki bizim kedilerimiz olmuşlardı kısa bir sürede..
sadece bizle kalsa iyi, bütün hastanede Zekeriya aşağıya, Zekeriya yukarıya herkesin dilindeydi. işin garip tarafı bir Allah'in kulu da çıkıp bu kedinin adı niye Zekeriya diye sormadı. koca koca adamlar bir uçtan çağırıyorlardı bizim fırlamayı 'Zekeriyaaa gel sana yemek getirdim'. ya da hiç tanımadığımız bir başkası almış Beyaz'i kucağına 'sizin kediyi A bloğun orda buldum, kaptım getirdim' diye teslim ediyordu bize!!
gel zaman git zaman çok bağlandık birbirimize, bir buçuk ay boyunca yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmedi onlarla..
veda vakti yaklaşırken içimde bir yumru büyüyordu ne yalan söyliyim,
ama onlar yine buldular bir yolunu..
Zekeriya çapkınlık turlarına başladı son birkaç günde, Beyaz ortalıkta görünmemeye..
ambulansa binip Antep yollarına düşmeden önce hoşçakalın demek için aradım onları bahçede, elimde bir tabak veda sütüyle. yoklardı. bıraktım ağacımızın altına dönüp gelirlerse gittiğimizi anlasınlar diye.
bir de bilsinler istedim bu vesileyle. onları çok sevdiğimi, teşekkür ettiğimi..

Sarlangoz by Nuni

Nuni'yle sarlangozlar uzerine muhabbet ettik dun:

And the Oscar goes to Ece Kubatttt

Bodrum'da cok yeniyiz,
Duyduk ki ablamin evinin disinda geceleri tilkiler geziyomus...
Gecenin bu yarisi pat diye uyandim, aklimda bu dusunce. Annem o kadar guveniyo ki bana, disarida bir suru zorlukla karsilasacagimi bile bile beni destekliyo, 'yapabilirsin, yapmalisin' diyo. Anne olmak ne zor, kimbilir
Ama benim annem bir numara. Canim annem.
fairuz derin bulut : bahcede tilki oldugunu bile bile disari cikanlarin muzigi

15.10.2012

ozlem the videographer


  • gecen haftasonu Ozlem Izmir'den geldi beni gormeye
  • denize bile girdik! 
  • sanat uzerine derin sohbetler yaptik

elektrikler kesikti çalışamadım hocam

  • bugün bu saat oldu yeni bi yazı yazamadım, ama valla istemediğimden değil öğlenin bi saatine kadar elektriklerimiz dolayısıyla internetimiz yoktu, zaten Bodrum'da olduğumuzdan ve bize yaz boyunca 'kışın burda çok elektrik kesilir' dendiğinden biz bu fikre alışıktık, çok yadırgamadık...
  • ta ki Begüş sigortanın şalterini kaldırmayı akıl edene kadar :)
  • sonra da fizik tedavi, akşam yemeği derken bu saat oldu
  • bugün sponsorluk konusunda ufak ufak kozmik sıçramalar oldu, ben şimdiden çok heycanlandım
  • bugün günlerden kaçtı, muhteşem süleyman hangi gündü, geçen kışı televizyon karşısında geçirmiş biri olarak bu yıl daha dizi sezonunu açamamış olmam iyiye işaret mi?
  • misal, yarın denize girecek olan benim
  • bizim evde saat 20:00'da uyuyanlar da Damla'yla Tuna

Anneeeee, ben ünlü oldum




Dün Milliyet gazetesinin pazar ekinde benim hakkımda bir yazı yayınlandı, bu yazıyı okuyup siteme gelenler çok oldu biliyorum, ama sitemi okuyan fakat yazıyı görmeyenlerin de olduğunu düşünerek gazetenin fotoğraflarını ve yazının  linkini buraya ekliyorum



14.10.2012

ben uyurken #4 (aybala ablam yazıyor)


sarı kabarık etek
Aycuş yoğunbakımda yatarken biz ölmemeyi başardıysak, bunu espri anlayışımızı hiç kaybetmememize borçluyuz.
Mesela bir şirket kurduk, adı: “Ne sandın holding”.. Mesela, o zorlu ve sağ çıkma ihtimali bile düşük olan ameliyatta Ayça ölmedi ya, “Ne sandın?”..  Sarılık oldu ve doktor “ben hayatımda bu kadar yüksek direkt biluribin değeri görmedim, bunu atlatabilir mi bilmem” dediğinin ertesi günü birden sarılığı geçti ya, biz hemen “ne sandın?”.. Mesela, kan değerleri durmadan düşüyor, habire kan takıyorlarken birgün birden bire düşmemeye başladı ya, biz doktorlara: “Ne sandın?” Hatta bununla ilgili şöyle de bir anımız var, görüşmeden çıkınca, hemoglobininin artık düşmediğini öğrenince Begüş'le sevinçten havalara uçtuk, aşağıdaki annemlere de bu muhteşem haberi vermemiz gerek, ama taşkınlık da yapamıyorum bağıramıyorum oley diye, aradım aşağıyı sessizce, “anne aycuşun hemoglobini düşmüyormuş” deyip telefonu kapattım. Annem hemoglobinin ne olduğunu o ara tam öğrenememişmiş meğer, ses tonumdan da kötü bir şey söylediğimi sanmış, dönüp yanındakilere, “napıcaz şimdi Ayça’nın hemoglobini düşmüyormuş, vah vah” diye ağlanmış.. Buna feci çok güldük mesela.. Neval bir de tabela yaptı bize, bahçedeki masamıza, şahane renklerle, üzerinde “Ne sandın holding” yazan,ağaca da astık tabelayı. Aycuş tarayıp koyar belki buraya..
Sonra mesela, Aycuş henüz bizi göremiyorken ve duyup duymadığını da bilemiyorken, Neval sarı kabarık etekli resmini çizmişti ve biz yatağının kenarına yapıştırsınlar diye yoğun bakımdaki hemşirelerine vermiştik, hissedeceğini bilerek. Hemşireler, tam olarak neden böyle bir şey yaptığımızı ve kimin yakını olduğumuzu henüz çözememişlerdi o günlerde, bir de baktık ki, yan yataktaki 85 yaşındaki dedenin yatağının başucunda bizim sarı kabarık etekli resim.. Sonraki üç gün, dedenin birdenbire uyanıp, “getirin benim sarı kabarık eteğimi, giymem gerek acil ama nedenini bilmiyorum” dediğini hayal edip gülmüştük. Sonra giydi o sarı kabarık eteği gerçekten de şükür, Neval’in annesi dikti.
Sürekli tıbbi tabirler havalarda uçuşuyor hastanenin bahçesinde, hadi ben doktorum da, herkes de mecburen öğrendi. Artık bi ara bi baktık, hemoglobin, biluribin, transfüzyon, operasyon’lar havalarda uçuşuyor. Sabah uyanınca günaydın yerine hemoglobini kaç, nasılsın yerine genel durumu nasıl, iyiyim yerine vital bulgularım stabil falan demeye başlamışız.  Dedik ki, bunları Ayça yüzünden öğrenmek zorunda kaldık, en iyisi ona bir ceza verelim. Kendimiz bir dil geliştirelim, nasılsa Ayça bunları bilmiyor, uyanınca onu şaşırtalım, “Günaydın Ayça, vital bulguların stabil mi?” “He de hö dö” “Direkt biluribinindeki düşme trakeostomiyle mi ilgili acaba?” “Nee!!”.. İntikamımız acı olacaktı yani..
Uzun lafın kısası, biz yoğun bakımın bahçesinde çook eğlendik 

Bugun

Bugun kime bise soyliycek olursaniz akliniza hemen aycuş gelsin. Ornegin: 'anneeeeeeee, ................' Yerine, 'anneeeeeeeee, aycuş da sponsor ariyo , makbule abla da bise havayollarinda calisiyo ilgilenirler mi acaba, .................' gibi.

13.10.2012

sponsor arıyorum

  • daha önce çok defalar sponsor aramıştım, önce Boğaziçi'ndeyken dans festivali için, sonra menajerlik yaparken müzik grupları için
  • ama kendim için hiç böyle bişe yapmadım daha önce
  • 7 yıldır blog yazıyorum, son dönemlerde çok içime kapandım, doğru
  • herkesin anlatacak bi hikayesi var, bu da doğru
  • benim şu anki hikayem;
  •  biraz buruk, çünkü bacağımı tekrar hissedebilmek için çabalarken, aslında şu anda hissetmiyorum
  • biraz yorgun, çünkü 1 yıllık iyileşme sürecinde daha yeni yeni canlanmaya başladım
  • baya mutlu, çünkü ailem ve dostlarım hep yanımda, çok yakınımda
  • baya sabırsız, çünkü hiç görmediğim diyarları göreceğim
  • epey meraklı, çünkü bacağım için kullandığım ortezimle tüm bu yolculukta nası dengede duracağımı bilmiyorum
  • çok heyecanlı, çünkü yola çıkıyorum!

Ben normalde hep kendime yazarım blogumda, ama bu kez tanımadığım bi yabancıya yazıyorum.
Benim dünya seyahatime (sürekli ya da bir seferlik) sponsor olmak isterseniz, seve seve kabul ederim. İspanya'yla başlıyorum.
sitemde yan duvarıma reklam da alırım sorun diil. bana yazabilirsiniz: aycakubat@gmail.com
olmadı bu yazıyı paylaşalım her yerde (yazının hemen altında facebook, twitter vs. paylaşma butonları var), sarılıyorum
Ayça
PS: sponsorluk icin kim oldugumu, amacimi, planladigim seyahatin detaylarini ve butcesini barindiran ayrintili bir dosya hazirladim. Bana aycakubat@gmail.com adresinden ulasirsaniz bu dosyayi size de ulastirabilirim.
Hayat hikayemi dinlemek isterseniz Milliyet'teki ropörtajıma goz atabilirsiniz.
Ekim 2012'de kurdugum bu blogda yasadigim sevincleri, uzuntuleri, karsilastigim zorluklari gunbegun takipcilerimle paylasiyorum

fizik tedavi 4

fizyoterapist #2
İstanbul/ Ayşe Sercan Soyarslan

  • Atölyeye çevirdiğim yatak odamda annanemden miras hicaz kasetlerini dinlerken yan daireden birinin çaldığı ud sesleri geliyodu (meğer Mehmet çalıyomuş)

ben uyurken #3 (neval yazıyor)

ayça uyurken ben rüya görürüm
 
Haberi aldığım o günün gecesinde rüya gördüm.

hisli bi yazı

  • rüyamda ayak parmaklarımı oynatabiliyorum, çok heycanlanıp annemleri çağırıyorum göstermek için, ama birden farkediyorum ki ben rüyadayım! sonra diyorum ki kendime bu bi rüya ve kendimi cimcikleyip uyanıyorum, aa bi bakıyorum ayak parmaklarımı oynatabiliyorum. çok seviniyorum, sevinçten çıldırıyorum hatta. Sonra bi ses duyup uyanıyorum. Meğer rüyadaymışım. bakıyorum ayaklarıma, oynaması için yalvarıyorum parmaklarıma. Öyle bakıyolar bana...

ben uyurken #2 (Aybala ablam yazıyor)

“Beş dakkada değişir bütün işler” diye o kadar çok söylemişimdir ki, sayamam. Ama benim hayatımın da beş dakkada değişmesi inanılmaz bir deneyimdi.
Beş dakkada acıları, beş dakkada heyecanları, beş dakkada korkuları, beş dakkada sevinçleri, beş dakkada neler neler'i yaşadık ki biz bile şaşırdık..

olur oluur bal gibi olur

ya şimdi ben her attığım adımda denge problemi yaşadığımdan düşecekmiş gibi oluyorum ya, bu şartlarda koca dünyayı nası dolaşıcam derken, içimdeki sesler de :

KAFO hakkında bilimsel bi yazı




 
  • kafo, hani şu beni Robocop'a benzeten şey
  • KAFO, yani açılımı Knee, Ankle, Foot, Orthesis ( yani diz, bilek, ayak ortezi)
  • yani benim gibi çeşitli sebeplerden bacağını hissedemeyen ya da kontrol edemeyenler için tasarlanmış bi cihaz

Nebiş the illustrator

Nevar Neval benim canım dostum. Biz internetten tanıştık. :)
Ben uyurken o hep çizmiş, hep inanmış.
Nebiş bana, ben Nebiş'e hep ilham veririz.
Ben uyurken o bunları çizmiş:

Ben uyurken #1 (aybegum ablam yaziyor)

hava 45 derece falandı. asıl, sıcaklık değil de üzerimize yapışan nem engelliyordu sanırım nefes almamızı..
içerisi serindi, klimalıydı heryer ama topluluk enerjisinden heralde, kimse kıpırdamıyordu o bahçedeki yerinden. sanki farklı bir adım atan olsa, bir aksilik olacağı hissi vardır ya, öyleydi işte..

günler geçiyor, evimizden çok uzaktaki o yabancı şehrin bahçesinde bekleyen topluluk hiç azalmıyordu.

12.10.2012

Fizik tedavi 3

O hastaneyi neden biraktim?
İsmini lazim degil bir devlet hastanesindeki bir fizyoterapist Mine hanim bana meslekteki tecrubesine, gordugu ayni tarz vakalara, ve benim tedavimdeki gelismeye bakarak daha cok iyilesmemin mumkun olmadigini soyledi.

Eylul 2011/Eylul 2012

Gunleri, tarihleri saymayi birakinca , Vay bee ne kadar da cabuk iyilesmisim aslinda. Yani iyilesiyorum da daha, iyilesmisim demek daha guzel.

Fizik tedavi 2

Fizyoterapist #1
Gaziantep/ Nail Deniz Uzun  (canım dostum, beni hayata bağlayan Antep'in en kral fizyoterapisti kendisi. mesleğine tutkuyla bağlı, benim her adımıma en az benim kadar sevinen canım Deniz)

Yataktan ilk kez ayaga kalktigimda o kadar sevinmistik ki halay cekiyomus gibi yapip fotograf bile cekmistik.

liste yapmak bizim işimiz. since 1983

  • almam gereken belgelerin listesini yapmalıyım
  • seyahat için yapacağım harcamaların listesini yapmalıyım
  • götüreceğim unutmamam gereken eşyaların listesini yapmalıyım
  • görmek istediğim yerlerin listesini yapmalı mıyım?
  • olası sponsorlarımın listesini yapmalıyım
  • fizik tedavi hareketlerimin listesini yapmalıyım
  • izlenesi filmlerin listesini yapmalıyım
  • neticesinde bu da bi liste icabında

11.10.2012

Ola Espana

Dunya bi de Capon gorsun, gormesin mi!
Ya da 'Ayco bi gitsin gezsin gelsin' diyerek basladigim dunya seyahatine (henuz yola cikmasam da hazirliklar basladi) Madrid'den baslamayi uygun gordum.
Engelliler icin uygun bi sehir mi acaba, bi gidip goreyim.

Fizik tedavi 1

Bugune kadar epey sehir degistirdigimden 4 5 farkli fizyoterapistle calistik. Bence fizyoterapist ne kadar gaz veriyosa 'iste buuu, yapabilirsin, yees you can' diye, tedavi ve sonrasindaki ev egzersizleri de o kadar iyi geciyo.

10.10.2012

  • çok konuşasım var, çok.
  • kazadan sonra 4 aya yakın sesim çıkmadı, şimdi o kadar çok konuşuyorum ki nefesim yetmiyo cümlelere

5 yıl önce tünel festivali

 
Ali İhsan'la biz Tünel Festivali'nin açılışına gitmiştik.

Kaptan Eudemus oraya gömüldü

İrem'le biz Olimpos'a gitmiştik.