ayça uyurken ben rüya görürüm
Kimseden durumunun ne olduğunun detayını alamamıştık. Yani neresi ne durumda? başı ne durumda, kolu, bedeni, omurları...
Çok basık ve loş bir yerdeyim. İşyerim diyebiliriz hatta. Ama olduğundan daha kasvetli. Etrafta birsürü eşya var ne olduklarını benim bile anlamadığım. Karmaşık, kalabalık. Birşeyler yetiştirmeye çalışıyorum. Odanın sonuna götürmem gerek ama sona doğru daha karanlık olduğu için gitmeye korkuyorum. Korkarak ilerliyorum ama bir yandan. İlerde çok iri vücutlu birisi oturuyor bir masada. Arkası dönük. Bir kadın. Yanından geçeceğim belli. İlerledikçe suratını görmeye başlıyorum yavaş yavaş. Bir adım, iki adım derken aslında vücudu şişmiş ve hareket edemeyen birisinin
olduğunu anlıyorum o insanın. Vücudu hareket etmiyor, ben ilerledikçe beni gözleriyle takip ediyor. Gözlerinin yuvalarında nasıl hareket edip beni takip ettiğini çok net hatırlıyorum. Bir gariplik olduğu belli halinde. Ama aklı yerinde. Geçtiğimi biliyor ve hissediyor. Hissediyor...
Ağlayarak uyandım. Uyuyamadım zaten çoğu zaman. Yatağımda sadece şunu diyordum;
- Bilinci yerinde!!! yani başını vurmadı, kesin başını vurmadı. Duyuyor herşeyi !
Ayça'nın uyuduğu o günlerde hep bu rüyayı düşündüm. Umutsuzluğa düşecek olduğumuzda' ben rüya gördüm, düzelecek, iyi olacak' diyordum.
Söyleyecek birşeyim olmuyordu bazen. Resim çiziyordum ben de. Ayça bana ne durumda olursa olsun ilham vermeye devam ediyordu. Böyle düşünüp enerjimin hepsini çizerek insanlarla paylaşıyordum. 'dua edin, pozitif enerji, biraz daha lütfen,onu çizdiğim gibi hayal edin!!!' sarı etekle çiziyordum hep onu. öyle giyinecek uyandığında diye umuyordum.
Yoğun bakıma girdiğimde bedeninin tıpkı rüyamdaki gibi kocaman olduğunu gördüm. Ellerim titredi. Cümle kuramadım. 'ayça!!'
Dokundum sadece. Çizdiğim resmi başucuna astım.
Gördüğünü,hissettiğini, beni gözleriyle takip ettiğini biliyordum çünkü.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder